Celal, Sami ve Mesut kardeşler, anne ve babalarını kaybettikten sonra onlardan kalma gelinlik mağazasının arka odasında yaşarlar. İşler kesattır ve dükkan sahibi de dükkanı tahliye etmelerini ister. Tüm bu sıkıntılarına bir de Celal’in eski sevgilisi Anna’nın kaza geçirmesi ve bebeklerinin bakımı bu üç beceriksiz kardeşe kalması eklenir. Celal bir de annesinden kalma mücevherleri kumarda kaybedince gelecekleri iyice kararır. Evet, ich will’in yönetmeni Sinan Akkuş’un yeni filmi.

Film, 12 yaş ve üzeri yaş grubuna hitap etmektedir.

Lale, hem Alman hem de Türk kültürünü yakından tanıyarak büyümüştür. Üniversitede Alman Dili ve Edebiyatı okur, evde ise ailesinin gurur duyduğu örnek kızdır. Babası Cengiz cana yakın olduğu kadar geleneğe de bağlı birisidir. Lale, babasının Türkiye´den getirdiği ithal gelinleri sınırdışı edilmelerini engellemek için onları 300 Almanca kelimeden oluşan sınava hazırlaması gerekir. Ancak bu sayede onların Almanya´da kalmaları mümkündür. Fakat bu aynı zamanda, bu gelinlerin tanımadıkları, yabancı erkeklerle evlenmeleri anlamına gelmektedir.

Film, 12 yaş ve üzeri yaş grubuna hitap etmektedir.

İstanbul’un adalarından birinde muhtemel bir deprem nedeniyle adayı boşaltma kararı alınmıştır. İnsanlar akın akın oradan ayrılırlar ancak küçük bir kesim bu karara uymayarak adada kalmakta ısrar eder. Etrafta kıyamet arifesini andıran bir atmosfer hüküm sürerken geride kalanlar için hayat koşulları günden güne zorlaşacaktır. Şarkı Söyleyen Kadınlar, yaşamları farklı engellerle sıkıştırılmış bir grup kadının, inanç, cesaret ve enerji ile hayatın farklı boyutlarına yaptıkları heyecan verici insani serüvenlerine eşlik ediyor.

Selman Bulut, bir zamanlar antropolojiyle ilgilenmiş eski bir boksör, şimdilerdeyse bir camide görev yapan sıradışı bir imamdır. Bir gün camide namaz kıldırdığı sırada caminin içi silah sesleriyle yankılanır. İçeride bulunan kişilerden biri yere yığılır ve hayatını kaybeder. Olay yerine gelen polis ilk delilleri toplar ve araştırma süreci başlar. Selman Bulut bu olay sonrasında harekete geçer ve şüphelendiği kimi kişi ve durumların üzerinden davayı çözmeye karar verir.

Fatma hamiledir, torun sahibi olacak babası İsmail ve annesi Emine ise duruma sevinemezler, çünkü ortada çözülmesi gereken büyük bir sorun vardır: Fatma, çocuğun babası olan erkek arkadaşı ile evlenmek istese de, Anadolu geleneklerine güçlü bağları olan babaya göre öncelik hala bekâr olan ablası Hatice´nindir. Erkek arkadaşı olmayan Hatice´nin hayalinde ise Akdeniz sıcaklığında bir Alman damat vardır, yani „Acılı bir Hans“. Hatice´nin hızlı davranması ve çabuk karar vermesi gerekir, çünkü kardeşi Fatma´nın karnı her geçen gün büyümektedir.

32 yaşında Cemil bir roman yazmak için Istanbul’dan annesinin doğduğu köye gelir. Anneannesi ve dedesi yaşadığı sürece burada tatillerini geçirmiş, ancak uzun süredir de köye hiç uğramamıştır. Köyde gecenin karanlığında tuhaf ve kendisine açıklayamadığı olaylar yaşar. Bir gece bahçede yaşlı bir adamın çapa yaptığını duyar ve kim olduğunu anlamaya çalıştığında, adam kendisine “seni buraya hangi günah attı” diye sorar. Cemil sık sık geçmişine döner ve gençliğinde işlenen günahla yüzleşir.

Hayatı boyunca varoşta yaşamış Yaşar, mahalleden arkadaşları Faruk ve Gürbüz’ün hurda nakliyesi yapacakları yalanına inanır; ressam ve heykeltıraş Hülya’nın atölyesine gitmeyi kabul eder. Ancak ikilinin amaçları hırsızlık yapmaktır. Hülya, Yaşar’ı yakalar. Daha sonra saf biri olduğuna ve bir şansı daha hak ettiğine inandığı için işsiz Yaşar’ı atölyesinde işe alır. Hülya’nın son sergisinde yaptıkları heykellerden biri satılınca heykeli müşteriye teslim etme görevi Yaşar’a düşer. Hülya’nın yanlış adresi vermesiyle işler karışmaya başlar.

Eski bir tiyatro oyuncusu olan Aydın, Kapadokya’da küçük bir oteli işletmekte ve burada genç ve güzel karısı Nihal ve kız kardeşi Necla ile birlikte yaşamaktadır. Miras zengini olan Aydın, bölgenin ileri gelen kişilerinden olup, mümkün olduğunca sorumluluktan kaçmaya çalışmaktadır. Bunun yanı sıra Aydın ile Nihal´in daha çok Aydın´ın egoist kişiliğinden ve başarısızlığından kaynaklanan sorunlu bir evliliği vardır. Necla ise yeni bitmiş evliliğinin olumsuz psikolojik etkisi altındadır. Kış Uykusu 2014’te Cannes’da Altın Palmiye Ödülü’ne layık görülmüştür.

Film, 6 yaş ve üzeri yaş grubuna hitap etmektedir.

70 yaşındaki çiftçi Abga ve torunu Asida, Enguri nehrinin ortasında geçici olarak oluşmuş küçük bir adacığın toprağını işlerler. Nehir, Abhazya ile Gürcistan arasında sınırı teşkil etmekte ve aynı zamanda yapılan ateşkes anlaşmasını sembolize etmektedir. Abga ve Asida kimi zaman uzaktan silah sesleri duyarlar. Bir gün Asida mısır tarlasında yaralı bir Abhazya askerini görür. İlyas Salman’ın başrolünü üstlendiği Mısır Adası, Karlovy Vary uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’ne layık görülmüştür.

Stanislaw Mucha´nın yolculuğu, Asya ile Avrupa´nın ayrıştığı ve medeniyet ile barbarlığın köklerinin bulunduğu yedi ülkenin göz kamaştırıcı sahillerinde geçiyor. Filmde, romantik resifler ve nefis manzaralı liman şehirleri; renkli çokkültürlülük ve biten komünizmin hayaletleriyle içiçe geçmektedir. „Tristia“; hakkında en az bilinen, ama en çok efsanesi anlatılan bu denizin kıyılarından tuhaf ve mizah dolu karşılaşmaları göstermekte ve bizlere bugüne kadar genelde kapalı kalmış bir bölgeyi gözler önüne sermektedir.

Sağlık lisesinden yeni mezun olup, kasabanın sağlık ocağında hemşireliğe adım atan Hanife ve aykırı kız kardeşi Hatice, küçük ve kendi halinde, muhafazakâr bir kasabada yaşamaktadırlar. Hanife ne kadar çekingen ve içine kapanıksa, Hatice bir o kadar haylaz, laf dinlemez ve başına buyruktur. Bir gün yeni atanan kaymakamın oğlu Tarık kasabaya gelir ve iki kız kardeşin hayatı o günden sonra tamamen değişir. Unutursam Fısılda, Kült filmlerin yönetmeni Çağan Irmak’ın son filmi.

60 yaşındaki Berfe ve 8 yaşındaki torunu Jiyan’ın yaşadığı Doğu Anadolu´nun bir köyünde bütün erkekleri silah sakladıkları iddiasıyla bir jandarma baskını sonucu tutuklanırlar. Aileleri bu silahları teslim edene kadar da serbest bırakılmayacaklardır. Berfe’nin oğlu ve Jiyan’ın babası Temo da tutuklananlar arasındadır. Berfe ve Jiyan bir silah bulmak ve karşılığında Temo’yu kurtarmak için yollara düşmeye karar verirler. Were Dengê Min’in ilk gösterimi 2014’te Berlinale’de gerçekleşti.

24 Ağustos 1992´de Almanya’nın kuzeydoğusunda bulunan Rostock´ta, mültecilerin kabul edildiği bir bina, iki gündür sürekli kuşatma altındadır. Aynı binada bulunan bir yurtta Vietnamlı Lien kalmaktadır. Lien´in kaldığı yurt ateşe verildiğinde yaşam mücadelesi vermek zorundadır. Binayı kuşatanlar ırkçılar arasında yerel bir siyasetçini oğlu olan Stefan da vardır. Aşırı hırslı babasına sırt çeviren Stefan işsizliğin ve perspektifsizliğin yarattığı ortamda giderek hırçınlaşmıştır. Ve tüm hıncını mülteci kampının sakinlerine boşaltacaktır.

Film, 12 yaş ve üzeri yaş grubuna hitap etmektedir.

2. Dünya Savaşı atmosferinde, Anadolu’da açlık ve sefaletin doruğa çıktığı zamanlar. Kendinden yaşça bir hayli büyük toprak ağasıyla evlendirilmek istenen en yakın arkadaşının intihar etmesi, Nahide’nin zihninde onarılmaz yaralar açar. Bu olay üzerine ilkokul öğretmeni onun bu yazgıyı değiştirmesini ister. Bunun en iyi yolu Nahide’nin Köy Enstitüsü’ne gitmesidir. Babasının itirazı ve feodalitenin baskısı Nahide’yi bir uçurumun kenarına sürükler. Yarım Kalan Mucize Köy Enstitülerinden yola çıkarak günümüz eğitim sistemine de vurgu yapıyor.